27 Mart dünyanın sanat rengine boyandığı bir gün. Antik çağlardan beri insanlığın tutkusu tiyatro, yaşamın aynası, bitmez bir nefes kaynağı. William Hazlitt’in dediği gibi “ tiyatrosu olan bir ülkede kötülükler, çirkinlikler, yanlışlıklar sürüp gitmez.” Dünya Tiyatrolar Günü bu vazgeçilmez coşkuya yürek pencerelerimizi sonuna kadar açtığımız bir kutlama! 

Neden 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü olarak kutlanıyor peki? 1961’de Uluslararası Tiyatrolar Birliği’nin aldığı bir karardır bu kutlama. O dönem Birliğin başkanı Arvi Kivimaa Helsinki ve ardından Viyana’da yapılan Uluslararası Tiyatrolar Birliği konferansında bir tiyatrolar günü kutlama teklifinde bulundu. Paris’te 1962’den beri faaliyette bulunan Uluslar Tiyatrosu’nun açılış günü olan 27 Mart kutlama günü olarak kabul edildi. O zamandan beri dünyada farklı etkinlikler, dolu dolu tiyatro oyunlarıyla kutlanmaktadır 27 Mart. 

Sahne sanatlarının yaratıcılık, üretkenlik, barış ve dostluk sağlamadaki önemi hatırlanmaktadır bu önemli günde. Her yıl tiyatro ve tiyatroyla ilişkili bir sanat disiplininden üstün başarılı bir sanatçı bir Uluslararası Bildirge niteliğinde konuşma yapmaktadır. İlk bildirge 1962 yılında Jean Cocteau tarafından hazırlanmıştır. 

Farklı tiyatro grupları farklı ülkelerde biraraya gelip sanat şifasını insanlığa sunar bugün. Ne de olsa Shakespeare’in ifadesiyle “dünya, büyük bir tiyatro sahnesi gibidir. Herkes bu sahnede rolünü oynar, rolü bitince de bu sahneyi terk eder.” Büyük yazar Oscar Wilde’ın sözleri tiyatronun anlamını enfes bir şekilde ifade ediyor: “Tiyatroyu tüm sanat biçimleri arasında en yücesi olarak kabul ederim çünkü o insanoğlunun neyin insani olduğu duygusunu bir başka kişi ile en dolaysız olarak paylaşabileceği yoldur.”

Dünya Tiyatrolar Günümüz kutlu olsun!